Ankara Çankaya’da aslına uygun olarak restore edilen Abidinpaşa Köşkü, teknolojik donanımlı bir müzeye dönüştürüldü. Abidinpaşa Köşkü Millî Mücadele Müzesi’nin açılışı; Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in ev sahipliğinde bugün yapıldı. Açılış törenine; CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, eski Başbakan Yardımcısı ve SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş; CHP Genel Başkan Yardımcıları Ensar Aytekin, Gamze Taşcıer, Zeliha Aksaz Şahbaz, Gül Çiftçi ve Koza Yardımcı, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, milletvekilleri ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri ve muhtarlar katıldı.
Açılışta Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın konuşmalarının ardından kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şunları söyledi:
“Bugün burada çok önemli bir açılış törenindeyiz. Benim için en anlamlı tarafı; benden önce hem CHP’ye hem devletimize hem Ankara’ya çok önemli hizmetler etmiş; hepimize emeği olan ve Türkiye’ye emeği olan, bundan sonraki süreçte de varlıklarıyla hepimize yol gösterecek olan üç sayın genel başkanımın huzurunda burada kürsüdeyim. Üçüne de katılımları için ve partimize, ülkemize, hepimize yapmış oldukları katkılar için minnetlerimi sunuyorum.
Abidinpaşa Köşkü 1886’dan 1893’e kadar Ankara’ya, zorlu dönemlerinde çok önemli hizmetler etmiş bir devlet adamının Ankara Valisi Abidin Paşa’nın adını taşıyor. Hem kendisini hem o günden bugüne Ankara’ya hizmet edenleri hem de Ankara’dan tüm ülkemize hizmet etmiş olanları, aramızda olmayanları rahmetle yaşayanları minnetle anarak bir kez daha saygıyla selamlamak isterim.
Bu Abidin Paşa Köşkü, biraz önce Sinan Meydan… Sinan Meydan öyle birisi ki olmasaydı yerine bunu kim bu kadar güzel anlatabilirdi dediğimiz; Cumhuriyet tarihini gerçekten hem çok önemli detaylarıyla hem de haklıya hakkını teslim ederek tarihteki haklı gururlarımızın altını kalın kalın çizerek bizlere anlatan birisi. Sunumu için kendisine teşekkür ediyorum.
“BURASI BİR SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYE BAŞKANININ HİZMET ALANINDA OLMASAYDI…”
Alper Başkan değindi. Eğer burası bir sosyal demokrat belediye başkanının hizmet alanında olmasaydı, şöyle bir baktım; ya bir restoran olurdu ya ihaleye çıkılırdı, birileri alırdı başka bir amaçla kullanırdı, ya belediye başkanı kendisine makam odasının da içinde olacağı bir çalışma alanına falan çevirirdi. Ama sevgili Alper Başkanımız burayı bir milli mücadele müzesi haline çevirmeyi, ekibiyle düşünmüş. Sadece bir milli mücadele müzesi değil çağa uygun bir dijital müze haline dönüştürmüş.
Buraya gelmeden önce Genel Merkez’imizde 150 tane lise öğrencisi vardı. Gençlik Kolları Genel Başkanımızla birlikteydiler. Onlara bir merhaba demek için uğradım ve buradan bahsettim. İnanılmaz heyecanlandılar. Bir dijital milli mücadele müzesi deyince alkış yaptılar. Oraya gideceksiniz bütün dokümanları dijital olarak göreceksiniz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir hologramıyla birlikte fotoğraf çektirebileceksiniz dediğimde gözlerindeki heyecanı görmek lazımdı.
“6. FİLO’YA KARŞI DENİZLERİN YOLUNDAN YÜRÜYORUZ”
Birileri başka bir Ankara düşlüyor. Ankara’nın köklü kurumlarını, devletin köklü kurumlarını İstanbul’a taşıyorlar, taşımayı hayal ediyorlar. Ankara’ya burun kıvırıyorlar. Çünkü, bu Ankara’nın Gazi’nin Ankara’sı onun büyük vizyonu olduğunu biliyorlar. Cumhuriyet’in kurucu kadrolarına duydukları husumetle, Cumhuriyet’i Cumhuriyet yapan değerlerler yaşadıkları çelişkilerle bir aşındırmanın telaşı içindeler. Ne diyorlar? Biz 150 yıldır bunlarla karşı karşıyayız diyorlar. Onlar, 150 yıl önce genç Türklerden gelen CHP akımıdır diyorlar. Biz bu Genç Türklerin karşısındayız, diyorlar. O gün bu gündür karşı karşıyayız diyorlar. Ben öyle ayırmak, kutuplaştırma, çatışmaktan yana değilim ama madem 150 yıldır onlar başka tarafta diyorlar.Evet biz 150 yıldır tek adam yerine meclisleri savunuyoruz. 150 yıldır buyruklar yerine anayasayı savunuyoruz. Biz, İkinci Meşrutiyet için can vermeyi göze alanlarız. Biz, Sevr’i yırtıp atıp Lozan’ı yapanların yolundan yürüyoruz. Biz, Ankara fetvasını veren Ankara müftüsü Rıfat Börekçi’nin yolundan yürüyoruz. Biz, 6. Filo’nun karşısına geçip onları denize dökenlerin, Deniz’lerin yolundan yürüyoruz.
“OY VERİRSENİZ ORALAR DA BU GÜZEL KENTLERE BENZEYECEK”
Dün Genel Merkezimizde 1000’e yakın emekliyle birlikteydim. Bir teyze konuşurken birden dedi ki… ‘Allah o Mansur Yavaş’tan razı olsun. En zor günümüzde donuyorduk bize doğalgaz verdi. 500 lira olmuş et, her ay bize et dağıtıyor. Kartımıza par yatırıyor, bize sahip çıkıyor’ dedi. Ben hem Alper Başkanla, hem Adem Başkanla, hem Mansur Başkanla; hem çok kıymetli Yenimahalle Belediye Başkanımızla hepsiyle gurur duyuyorum.
Ama herkese diyorum ki bir düşünün insanlar nereden nereye gidiyorlar? Nerenin hayalini kuruyorlar? Göç alan kentler, ilçeler CHP’nin yönetiminde. İnsanların göç edip ayrılmak istediği yerleri başkaları yönetiyor. Peki herkesi Çankaya’ya getirebilir miyiz? Herkesi Yenimahalleli yapabilir miyiz? Herkes Karşıyaka’da, Kadıköy’de oturabilir mi? Olmaz. Ama 31 Mart seçimlerinde, eğer CHP belediyelerine oy verirseniz böyle halkçı belediye başkanları ve bu kadar güzel hizmetler sizin beldenize, ilçenize şehrinize gelebilir.
Onun için de yapılması gereken CHP’nin belediyecilik anlayışına sahip olacak olan belediye başkan adaylarımıza Anadolu’nun dört bir yanında 976 ilçede 81 ilde oy vermektir. Biz her birisiyle gurur duyuyoruz. Bütün adaylarımıza kefiliz. Ayrıca ilk kez CHP’li olacak belediyeler mevcut başkanlarımızın deneyimlerinden yararlanacaklar. Kardeş belediye uygulamalarından yararlanacaklar. CHP’nin Avrupa’daki, dünyadaki siyasi akrabalarının yönettiği kentlerle kardeş belediyeler olacaklar. O kentler, çok kısa zamanda CHP’nin yönettiği bu güzel kentlere benzemeye başlayacak.”
ERDOĞAN’A ‘EFENDİ’ YANITI
Çankaya Belediyesi’nin ev sahipliğindeki açılış töreninin ardından müzeyi inceleyen Özel, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi için ‘Özgür efendi’ dediğinin anımsatılması üzerine Özgür Özel, şunları söyledi:
“Onlardan emekliler müjdeli bir haber bekliyorlar. Bu kadar düşük bir emekli maaşıyla, bu kadar yoksullukla baş başayken o bana ne lakap takacağını düşünüyor. Düşündü düşündü, ‘Özgür Efendi’ demeyi uygun görmüş. Efendi demek kötü bir şey değil. Aylarca düşünüp düşünüp de bana, söyleyebilecek söz olarak ‘efendi’ lakabını bulduysa bu bizim efendiliğimizdendir. Onun seviyesine inmem. Ama o bir şey söyleyecekse, emeklilere bir şey söylesin. Önce şu 10 bin lirayı, asgari ücret seviyesine çıkarsın; 17 bin 2 lira asgari ücret seviyesi en düşük emekli maaşı olsun. Ondan sora kendisine cevap vereceğim.”